Özet:
Malzeme bitmiştir de ondan!
Tüm malzeme tavlama aşamasında harcanmıştır,
geriye de anlatacak pek bir şey kalmamıştır. Budur, kadın kısmının üstüne
alınmasını gerektiren bir durum yoktur!
Devamını okumanıza da gerek yok, uzatıp duracağım
yukarıda 2 cümle ile ifade ettiğim düşünceyi... Kadınım ya!
Koca denen adam, karım dediği kadını, tatlı diliyle
bağlamıştır zamanında. Neler neler anlatmıştır karı-koca olmadıkları dönemde.
Ne hoş sohbet adamdır, ne maceraları vardır karısı olmasını istediği kadınla
paylaştığı...
Hayallerinden, planlarından bahsetmiştir.
Hayallerini de, planları gibi anlatmıştır büyük ihtimalle. Boş oldukları
anlaşılmasın diye, altlarını doldurmuş, sağlam temellere oturtmuştur, güvenilir
koca adayı imajı çizerken.
Ablasının kızından, kuzeninin küçük oğlundan,
onlarla nasıl iyi vakit geçirdiğinden bahsetmiştir, çocuk sevgisinden!
İşini de anlatmıştır sevdiği kadına, oralara nasıl
geldiğini, işinde ne kadar iyi olduğunu, ne kadar değer verildiğini...
Ailesini, anne babasını, kız kardeşlerini
anlatmıştır.
Fikirler vermiştir sevgilisine ihtiyacı olduğunda.
Farklı bakış açıları kazandırmaya çalışmış, destek olmuştur.
Güldürmüştür de onu sık sık, bir gece nasıl sarhoş
olduğunu anlatmıştır mesela, nasıl rezil olduğunu, neler yaptığını bile
hatırlamadığını...
Gel gör ki;
Koca denen adamın, karım dediği kadını bağlama
süreci bitmiştir. Artık karı-koca oldukları ve zamanlarının büyük kısmını
beraber geçirdiklari için öyle macera falan yoktur anlatacak... Maceralar
bitmiştir “koca” sıfatıyla!
Hayaller, planlar, ya gerçekleşmiş, ya da
gerçekleşmeyeceği kesinlik kazanmıştır. Yenileri ise alay konusudur artık
kadının dilinde... “Çok duyduk bunları” bakışı ile dinler kadın. Vazgeçer erkek
konuşmaktan!
“Çocuk kahkahaları ile şenlenen yuva”, bir dakika
bile huzur bulamadığı dört duvar olmuştur erkek için. Ya çocuklar
zırıldamaktadır, ya da evlilikteki dişi! Çocuklarınki o kadar bozmaz da, “Herşeyi
ben yapıyorum, çocuklarla hiç ilgilenmiyorsun, tuvalete bile yalnız
giremiyorum.” diyen kadın, zorlar erkeğin sabrını! Kendi bildiği gibi sevemez
çocuklarını, karısının istediği gibi sevmek ve ilgilenmek durumundadır. Bunu
yapamadığında da, çocuk sevgisi yalan olur kadının gözünde!
İşi, artık başarısının göstergesi değil,
ailesinden çok vakit ayırdığı bir meşgaledir. Sürekli toplantısı vardır, her
dakika beklenmedik bir aksilik çıkar, yeni iş anlaşmaları için birilerini
yemeğe götürmek gerekir falan filan... Kadın için bunların hepsi bahanedir.
Kocanın eve geç gelmek, çocuklardan ve ev ortamından uzak kalmak için uydurduğu
bahaneler... İşini de anlatmaz olur erkek.
Annesi kaynana, kızkardeşi görümcedir artık! Bu
konuda da anlatacağı bir şey kalmamıştır. Zira karısı onları kendisinden çok
daha iyi tanımaktadır!
Fikirlerine de ihtiyaç kalmamıştır, “kelin ilacı olsa”
hesabı! Hem ne anlar ki koca, kadının sıkıntılarından?
Karısı olmaya aday kadını, katıla katıla güldüren
sarhoşluk maceraları ise, büyük bir utanç kaynağıdır, karısı olan kadın için!
“Nasıl bir adamla evlendim ben!” dedirten!
Velhasıl karısıyla konuşmaz olur erkek!
Budur yani, kadın kısmının üstüne alınmasını
gerektiren bir durum yoktur!
*********************************************************************************
Bu yazıyı beğendiyseniz
Anlayışlı Kadın Modeli
Beğenmediyseniz
Alka Seltzer Günlerine Dönüş
ahhh ahhh, azmı yaşadım bunları. nedir bu karılarımızdan çektiklerimiz.
YanıtlaSil