24 Şubat 2012 Cuma

Anlayışlı Kadın Modeli



"Ne kadar anlayışlısınız hanımefendi. Nasıl da bir çırpıda anlayıverdiniz eski karımla yaşadığım sorunları. Nasıl üzdü beni bir bilseniz, ne acılar çektirdi... Delirmek üzereyken karşıma çıkmanız ve sıkıntılarımı leb demeden anlamanız Allah'ın bir lütfu olsa gerek. Yoksa? Yoksa aradığım kadın siz misiniz? Yıllarca beklediğim, yıllarca hasretini çektiğim o adsız sevgili siz misiniz? Ruhumun ışığı, varoluşumun sebebi!"

"Evet benim, o benim. Sizi o kadar iyi anlıyorum ki! O kadının size çektirdiklerini, ne derin acılar içinde kıvrandığınızı görmemek için ruhsuz olmak gerekir. Sizin gibi hissiyat sahibi bir erkeğe kıyan, onu üzen kadına lanet olsun! Sizin sevginize layık olamamış bu kadın, hiçbir zaman size mutlu edememiş, yazıklar olsun! Üzülmeyin beyefendi, ben size o acıların hepsini unutturacağım.""

Erkek buradan sonrasını duymaz, çünkü kadın bunları söylemez!

İşte düştü bir tane daha! Ben de yıllardır senin gibi mutsuz erkeklerin peşindeyim. Neden mi mutlusunu bulmuyorum? Mutsuzuna yanaşmak daha kolay da ondan. Ne zaman arasam yalnız olacaksın. O kadar çaresiz ve umutsuzsun ki, bana hayır deme gücünü asla bulamayacaksın. Yalnız kalmak istiyorum dediğinde seni dinlemediğim için bana kızamayacaksın.

O perişan halin, karmakarışık düşüncelerin ve çok severken kaybettiğin kadının izleri arasında boğulurken, bana karşı koyamayacaksın. Sana peluş ayılar alacağım mavi mavi, gözleri gülen. Her baktığında beni hatırlayacaksın. Mutsuz evliliğinin pençesinden seni o mavi ayı kurtaracak, ben kurtardım zannedeceksin. Sabırla dinleyeceğim anlattıklarını. Gözlerim dolacak karını ne çok sevdiğini anlatırken. En iyi arkadaşın olacağım önce, çok üzüleceğim senin için, acılarını hissedeceğim. En azından sen öyle düşüneceksin.

Sonra bir şişe şarap alıp geleceğim sana. Beraber içeceğiz. Ben bir kadehle oyalanırken, sen sarhoş olacak, daha da zayıflayacaksın. Saçlarını okşayacağım ellerim titreyerek. Üzülme bebeğim diyeceğim. Üzülme, geçecek hepsi, bak ben yanındayım.

Aptal değilsin belki ama, gene de bana inanacaksın. Ve neyi asla farketmeyeceksin biliyor musun? Sana hiçbir zaman, bir daha dene, bir kere ara, madem çok seviyorsun konuş onunla demeyeceğim. Belki başlarda, güvenini kazanmak için, hızla geçen altyazılar gibi söylemek zorunda kalacağım benzer şeyler, ama üstünde durmayacak, senin durmana da izin vermeyeceğim. Asla gerçek bir arkadaş olmayacağım.

Dünyanın en anlayışlı kadınını bulacaksın karşında. Seni bir an bile yalnız bırakmayacağım için, hep benim yanımda ağlayacaksın. Benim, aşkına layık olabilecek tek kadının yanında! Buzdolabına notlar bırakacağım, baktıkça gözlerin gülecek, için ısınacak.

Bana haksızlık etmeye başladığını düşüneceksin sonra. Sana ne kadar değer verdiğimi, sevgimin bir karşılığı hakettiğini... Yavaş yavaş ağıma düşeceksin. Bensiz olamayacağını anlayacaksın. O kadar alışacaksın ki bana, o kadını unutacaksın. Seni gerçekten sevmiş olan, sana benim gibi içten pazarlıklara girişmeden, gerçekten aşık olan o kadını...

Senden sadece biraz çaba, belki bir özür bekleyen... Muhtemelen haklı olan, her gece yatağında tek başına ağlayan o kadını unutacaksın! Benim anlayışım, güleryüzüm, sıcak kalbim unutturacak sana onu.

Ne sıcak bir kalp ama!

Anlayışlı kadın modeli, süper model, top model! Kim kızabilir bana üzerlerine benzin döküp kibriti çakmak istediğim için? Kim karşıma çıkıp, haksızlık etme, belki o kadar da kötü biri değildir diyebilir?

Hiç kimse! Kötülüğün kendisidir o, kötülüğün, bencilliğin, adını bile bilmediğimiz birçok şeytanlığın anasıdır! Sinsice yaklaşır avına ve bir lokmada yutuverir.

Saf demek istemiyorum ama, erkekler masum yaratıklardır bir kadınla kıyaslandıklarında. Bir erkek, acılarını başka bir kadının kollarında dindirmeye çalışıyor diye suçlanamaz. Kimse onun, o kadını, gerçek aşkını ne çabuk unuttuğunu, kanı soğumadan daldan dala konmaya başladığını söyleyip ona kızamaz!

Zayıftır o, yalnızdır, tutunacak bir dala ihtiyacı vardır ve o anda karşısına çıkan anlayışlı modele hayır diyemez. Erkek fazla düşünmez, kurcalamaz, terk edildiyse terk edilmiştir, olan olmuştur! Bir kadın gitmişse gitmiştir, kötüdür. Başka bir kadın bu zor döneminde yanındaysa, dosttur, iyidir.

Mutlulukları da mutsuzlukları gibi gerçektir erkeğin. Gülüyorsa gerçekten gülüyordur. Ağlıyorsa ağlıyordur, gözleri yalandan dolmaz hiçbir zaman!  Onlar için hayat dümdüzdür, girintili çıkıntılı kıyılar yoktur. Herşey siyah ya da beyazdır demiyorum ama, gene de nettir, griler, pembeler azdır...

Ama kadınlar düşünür, bir daha, bir daha düşünür... Yandaş bulur, bir daha düşünür her şeyi, her yönüyle. Hazır olduğuna inandığında, silahları kuşanır, tam zamanında, tek atışla bitirir işi. Kadınlar sniper'dır.

Bu yüzden suçlanamaz erkek üç günde yenisini buldu diye. Kötü veya umursamaz değildir aslında, farkında bile olmadan dolanır çevresine örülen ağlara, sevdim, sevildim zanneder...

Taa ki biri onu uyandırana kadar.
Ben bir denemek istedim, işe yarar mı bilmiyorum...

Mutsuz erkek destek arar, ağlayacak omuz arar. Hayatına devam etmek, huzurlu
olmak ister. Bunun için de anlayışlı bir kadın arar. Bazen birden fazla…

**

Beni buldu iki tanesi, boşandığı gün kapımdaydı biri...
"Sen nasıl bir sevgili olursun?" 
"Seninle olmak nasıl bir duygu acaba?" 

Biraz fingirdesem; "anlayış göstersem" evlenme teklif edecekti neredeyse! 
"Sabahları huysuz mu kalkarsın?", 
"Kahvaltı da hazırlar mısın?" 
"Seviştikten sonra ne yaparsın?" 
Arkamı döner uyurum işin gerçeği. Yorucu ne de olsa!

"Alışverişe beraber gidelim mi?" 
"Benimle Kelebekler Vadisi'ne gelir misin?" 
"Akşam sana yemek yapayım mı?" 

Bana yemek yapacak! Eski karısının hayalleriyle dolu evde, onunla beraber seçip aldığı masada yemek yiyeceğiz ikimiz!

“Böyle şeyler düşünmen için biraz erken değil mi? Yeni boşandın, neden biraz kafanı dağıtmıyorsun? Neden arkadaşlarınla vakit geçirmiyorsun?" dedim, beni bir daha hiç aramadı...

Bir diğeri, eski dost düşman olmaz denen cinsten, eski kırıklardan! Boşanmak üzereydi, ne kadar zor olduğunu anlattım ona. 

Zaten beraber yaşayan insanların, evlenirken attıkları imza, hayatlarında pek birşey değiştirmiyor olabilir. Bu durumda zaten ayrı olan isanların, boşanmak için atacakları imza da aynı gibi düşünülebilir. Ama değil, asla aynı değil! Bunu anlattım. İyi düşünmesini, en ufak bir ışık bile görüyorsa tekrar denemesini, boşanmanın ayrı yaşamaktan çok daha farklı, çok daha ağır olduğunu anlattım. "Sağol, sen iyi bir dostsun" deyip 2 hafta sonra beni yeni sevgilisiyle tanıştırdı... Daha iyi teselli edenle!

Bir üçüncüsü çıksa karşıma, teselli arasa, gene böyle davranır mıyım? Sizce de o kadar aptal mıyım?

2 yorum: