"Ne kadar anlayışlısınız hanımefendi. Nasıl da
bir çırpıda anlayıverdiniz eski karımla yaşadığım sorunları. Nasıl üzdü beni
bir bilseniz, ne acılar çektirdi... Delirmek üzereyken karşıma çıkmanız ve
sıkıntılarımı leb demeden anlamanız Allah'ın bir lütfu olsa gerek. Yoksa? Yoksa
aradığım kadın siz misiniz? Yıllarca beklediğim, yıllarca hasretini çektiğim o
adsız sevgili siz misiniz? Ruhumun ışığı, varoluşumun sebebi!"
"Evet benim, o benim. Sizi o kadar iyi anlıyorum
ki! O kadının size çektirdiklerini, ne derin acılar içinde kıvrandığınızı
görmemek için ruhsuz olmak gerekir. Sizin gibi hissiyat sahibi bir erkeğe
kıyan, onu üzen kadına lanet olsun! Sizin sevginize layık olamamış bu kadın,
hiçbir zaman size mutlu edememiş, yazıklar olsun! Üzülmeyin beyefendi, ben size
o acıların hepsini unutturacağım.""
Erkek buradan sonrasını duymaz, çünkü kadın bunları
söylemez!
İşte düştü bir tane daha! Ben de yıllardır senin gibi mutsuz erkeklerin
peşindeyim. Neden mi mutlusunu bulmuyorum? Mutsuzuna yanaşmak daha kolay da
ondan. Ne zaman arasam yalnız olacaksın. O kadar çaresiz ve umutsuzsun ki, bana
hayır deme gücünü asla bulamayacaksın. Yalnız kalmak istiyorum dediğinde seni
dinlemediğim için bana kızamayacaksın.
O perişan halin, karmakarışık düşüncelerin ve çok severken kaybettiğin
kadının izleri arasında boğulurken, bana karşı koyamayacaksın. Sana peluş
ayılar alacağım mavi mavi, gözleri gülen. Her baktığında beni hatırlayacaksın.
Mutsuz evliliğinin pençesinden seni o mavi ayı kurtaracak, ben kurtardım
zannedeceksin. Sabırla dinleyeceğim anlattıklarını. Gözlerim dolacak karını ne
çok sevdiğini anlatırken. En iyi arkadaşın olacağım önce, çok üzüleceğim senin
için, acılarını hissedeceğim. En azından sen öyle düşüneceksin.
Sonra bir şişe şarap alıp geleceğim sana. Beraber içeceğiz. Ben bir kadehle
oyalanırken, sen sarhoş olacak, daha da zayıflayacaksın. Saçlarını okşayacağım
ellerim titreyerek. Üzülme bebeğim diyeceğim. Üzülme, geçecek hepsi, bak ben
yanındayım.
Aptal değilsin belki ama, gene de bana inanacaksın. Ve neyi asla
farketmeyeceksin biliyor musun? Sana hiçbir zaman, bir daha dene, bir kere ara,
madem çok seviyorsun konuş onunla demeyeceğim. Belki başlarda, güvenini
kazanmak için, hızla geçen altyazılar gibi söylemek zorunda kalacağım benzer
şeyler, ama üstünde durmayacak, senin durmana da izin vermeyeceğim. Asla gerçek
bir arkadaş olmayacağım.
Dünyanın en anlayışlı kadınını bulacaksın karşında. Seni bir an bile yalnız
bırakmayacağım için, hep benim yanımda ağlayacaksın. Benim, aşkına layık olabilecek
tek kadının yanında! Buzdolabına notlar bırakacağım, baktıkça gözlerin gülecek,
için ısınacak.
Bana haksızlık etmeye başladığını düşüneceksin sonra. Sana ne kadar değer verdiğimi,
sevgimin bir karşılığı hakettiğini... Yavaş yavaş ağıma düşeceksin. Bensiz
olamayacağını anlayacaksın. O kadar alışacaksın ki bana, o kadını unutacaksın.
Seni gerçekten sevmiş olan, sana benim gibi içten pazarlıklara girişmeden,
gerçekten aşık olan o kadını...
Senden sadece biraz çaba, belki bir özür bekleyen... Muhtemelen haklı olan,
her gece yatağında tek başına ağlayan o kadını unutacaksın! Benim anlayışım,
güleryüzüm, sıcak kalbim unutturacak sana onu.
Ne sıcak bir kalp ama!
Anlayışlı kadın modeli, süper model, top model! Kim
kızabilir bana üzerlerine benzin döküp kibriti çakmak istediğim için? Kim karşıma çıkıp, haksızlık etme, belki o kadar da kötü biri
değildir diyebilir?
Hiç kimse! Kötülüğün kendisidir o, kötülüğün,
bencilliğin, adını bile bilmediğimiz birçok şeytanlığın anasıdır! Sinsice yaklaşır
avına ve bir lokmada yutuverir.
Saf demek istemiyorum ama, erkekler masum
yaratıklardır bir kadınla kıyaslandıklarında. Bir erkek, acılarını başka bir
kadının kollarında dindirmeye çalışıyor diye suçlanamaz. Kimse onun, o kadını, gerçek
aşkını ne çabuk unuttuğunu, kanı soğumadan daldan dala konmaya başladığını
söyleyip ona kızamaz!
Zayıftır o, yalnızdır, tutunacak bir dala ihtiyacı
vardır ve o anda karşısına çıkan anlayışlı modele hayır diyemez. Erkek fazla
düşünmez, kurcalamaz, terk edildiyse terk edilmiştir, olan olmuştur! Bir kadın
gitmişse gitmiştir, kötüdür. Başka bir kadın bu zor döneminde yanındaysa, dosttur,
iyidir.
Mutlulukları da mutsuzlukları gibi gerçektir
erkeğin. Gülüyorsa gerçekten gülüyordur. Ağlıyorsa ağlıyordur, gözleri
yalandan dolmaz hiçbir zaman! Onlar için
hayat dümdüzdür, girintili çıkıntılı kıyılar yoktur. Herşey siyah ya da beyazdır
demiyorum ama, gene de nettir, griler, pembeler azdır...
Ama kadınlar düşünür, bir daha, bir daha düşünür... Yandaş
bulur, bir daha düşünür her şeyi, her yönüyle. Hazır olduğuna
inandığında, silahları kuşanır, tam zamanında, tek atışla bitirir işi. Kadınlar
sniper'dır.
Bu yüzden suçlanamaz erkek üç günde yenisini buldu
diye. Kötü veya umursamaz değildir aslında, farkında bile olmadan dolanır çevresine
örülen ağlara, sevdim, sevildim zanneder...
Taa ki biri onu uyandırana kadar.
Ben bir denemek istedim, işe yarar mı bilmiyorum...
Mutsuz erkek destek arar, ağlayacak omuz arar.
Hayatına devam etmek, huzurlu
olmak ister. Bunun için de anlayışlı bir kadın arar. Bazen
birden fazla…
**
Beni buldu iki tanesi, boşandığı gün kapımdaydı
biri...
"Sen nasıl bir sevgili olursun?"
"Seninle olmak nasıl bir duygu acaba?"
Biraz fingirdesem; "anlayış göstersem" evlenme teklif edecekti neredeyse!
"Sabahları huysuz mu kalkarsın?",
"Seninle olmak nasıl bir duygu acaba?"
Biraz fingirdesem; "anlayış göstersem" evlenme teklif edecekti neredeyse!
"Sabahları huysuz mu kalkarsın?",
"Kahvaltı da hazırlar mısın?"
"Seviştikten sonra ne yaparsın?"
Arkamı döner uyurum işin gerçeği. Yorucu ne de olsa!
"Seviştikten sonra ne yaparsın?"
Arkamı döner uyurum işin gerçeği. Yorucu ne de olsa!
"Alışverişe beraber gidelim mi?"
"Benimle Kelebekler Vadisi'ne gelir misin?"
"Akşam sana yemek yapayım mı?"
Bana yemek yapacak! Eski karısının hayalleriyle dolu evde, onunla beraber seçip aldığı masada yemek yiyeceğiz ikimiz!
"Benimle Kelebekler Vadisi'ne gelir misin?"
"Akşam sana yemek yapayım mı?"
Bana yemek yapacak! Eski karısının hayalleriyle dolu evde, onunla beraber seçip aldığı masada yemek yiyeceğiz ikimiz!
“Böyle şeyler düşünmen için biraz erken değil mi? Yeni
boşandın, neden biraz kafanı dağıtmıyorsun? Neden arkadaşlarınla vakit geçirmiyorsun?" dedim, beni bir daha hiç aramadı...
Bir diğeri, eski dost düşman olmaz denen cinsten,
eski kırıklardan! Boşanmak üzereydi, ne kadar zor olduğunu anlattım ona.
Zaten beraber yaşayan insanların, evlenirken attıkları imza, hayatlarında pek birşey değiştirmiyor olabilir. Bu durumda zaten ayrı olan isanların, boşanmak için atacakları imza da aynı gibi düşünülebilir. Ama değil, asla aynı değil! Bunu anlattım. İyi düşünmesini, en ufak bir ışık bile görüyorsa tekrar denemesini, boşanmanın ayrı yaşamaktan çok daha farklı, çok daha ağır olduğunu anlattım. "Sağol, sen iyi bir dostsun" deyip 2 hafta sonra beni yeni sevgilisiyle tanıştırdı... Daha iyi teselli edenle!
Zaten beraber yaşayan insanların, evlenirken attıkları imza, hayatlarında pek birşey değiştirmiyor olabilir. Bu durumda zaten ayrı olan isanların, boşanmak için atacakları imza da aynı gibi düşünülebilir. Ama değil, asla aynı değil! Bunu anlattım. İyi düşünmesini, en ufak bir ışık bile görüyorsa tekrar denemesini, boşanmanın ayrı yaşamaktan çok daha farklı, çok daha ağır olduğunu anlattım. "Sağol, sen iyi bir dostsun" deyip 2 hafta sonra beni yeni sevgilisiyle tanıştırdı... Daha iyi teselli edenle!
Bir üçüncüsü çıksa karşıma, teselli arasa, gene böyle
davranır mıyım? Sizce de o kadar aptal mıyım?
bilmem, aptal mısın?
YanıtlaSilI ıh!
Sil