28 Şubat 2012 Salı

Öteki Kadın Olmanın Adabı



Dışarıdan bakıldığında gayet güzel görünen bir ilişki... Ortak zevkler, bir takım hisler, sarmaş dolaş uyumalar, günaydın öpücükleri... Beraber alınan duşla başlayan, güneşli, güzel bir gün... Sevdiği erkeği elleriyle besleyen bir kadın, o elleri öpen bir erkek... Gün daha taze!

Bir de aynı kadının “yoğun” bir iş gününün ardından eve geldiği zamanki hali var, tıpkı bir gece önceki gibi. O sabah da o yüzden o kadar tatlıydı belki. Geceki huysuzluğunu, gereksiz kaprislerini unutturmak, hep güzel, uyumlu ve iyi hatırlanmak, eşini veya sevgilisini, dışarıdaki hayata, yüzünde tatlı bir ifadeyle “salabilmek” için.
  
Numara mı yoksa? Değil aslında, içten geliyor o öpücükler, duştaki sırnaşmalar, ballar, reçeller… Ama o uyuz tavırlar da içten; kaprisler, git başımdanlar… Kolay değil başetmek; iki kişilik bir düzenin içinde, iki kişilikli bir kadın. Bir de erkek!

Buralarda bir yerde işte “öteki kadın”. Böyle bir dönemde ihtiyaç duyuluyor ve ortaya çıkıyor. Öyle uzun uzun aramaya da gerek olmuyor genelde; bir yerlerde duruyor ve ortaya çıkacağı zamanı bekliyor.

Siz o kadınsınız şimdi, öteki kadın, ikinci kadın... Aman dikkat! Zor bir görev; incelik ister, sabır ister, her şeyden önce gerçek dişilik, ama huysuzluklarından arınmış bir dişilik ister.

Bağdaşmadı mı? O zaman hiç soyunmayacaksınız ikinci kadınlığa. Öteki kadın olma hevesinizden, tam şu anda, oturduğunuz yerde  vazgeçeceksiniz. Sizin için burada yazacağım her şey “saçma sapan”. Uzanın kumandaya, romantiğinden bir film seyredin; şöyle Meg Ryan’lı bir şeyler olsun.

Geri dönüp, ne zaman ortaya çıktığınıza bir bakın; ilişkide, başka birilerinin ilişkisinde sorun olduğunda sahne sırası size gelmişti, hatırladınız mı? Sorundan kaçan erkek geldi kollarınıza, yeni sorunlar arayan bir erkek değil...

Başlarda biraz dert paylaşacak, sonra karısını, sevgilisini sorunlarıyla beraber kafasından atacak ve size konsantre olacak. Dedim ya; dikkat! Size konsantre olması demek, size aşık olacağı, hayatının geri kalanını sizinle geçirmek isteyeceği anlamına gelmiyor kesinlikle. Huzur istiyor birkaç saatliğine de olsa, ona bunu vermemeye başladığınızda bitersiniz. Hiç öyle, olur da beni gerçekten sever mi triplerine girmeyin, yuva yıkmayın, sizin göreviniz o yuvayı toparlamak, dağıtmak değil!

Neden toparlayayım elalemin dağılmaya yüz tutmuş yuvasını diyenler; kumanda lütfen! Biz burada, sizin zaten öteki kadınlığı tercih etmiş olduğunuzu var sayıyoruz. Aşk romanları soldaki raflarda!

Her şeyden önce, o yuva dağılan bir yuva değil. Sadece sorunlu bir ilişkiye ev sahipliği yapıyor kısa bir süre için. Unutmayın, şifre: “kisabirsure”, bir ömür değil! Hem hayatının en mutlu dakikalarını sizinle geçirdiğini söyleyen bir erkek size de iyi gelebilir bir dönem, yıkamadığınız kıyafetleri çıkarmak keyif verebilir.

Anlaştık mı? Tamam o halde, neler yapıp nelerden uzak duracağınıza dair birkaç ipucu şimdi;

Yasak sorular;
Ne zaman geleceksin? (Belki hiç!)
Neredesin? (Sana ne?)
Beni özledin mi? (Haydaaa!)
Beni seviyor musun? (E çüş!)
Yağmur mu yağacak? (www.meteor.gov.tr)
Diş macunu bitmiş, gelirken bir tane alır mısın? (??)

Kısaca her türlü soru yasak ilişkinizde... Soru sormayacaksınız. Soru sormaya başlayan kadın ayarı tutturamaz, ne zaman boşanacaksınız deyiverir birgün adama. Ne zaman evleneceğiz der sonra. Soru yok!

Gelelim yasak cümlelere;
Seni çok özledim. (Sen de mi?)
Seninle çok mutluyum. (Sen de mi?)
Bu ilişkinin birgün gelip de biteceğine inanmak çok zor. (Off! Sen de mi?)
Keşke daha önce tanısaydık birbirimizi. (Niye ki?)
Kahvaltıda omlet yapalım. (Kahvaltı??)

Adam diş macunu almak istemiyor, anlıyor musunuz? İlişki de istemiyor! Evinize gelip, sizinle bir iki kadeh içip, konuşup, sevişmek istiyor. Sevişme kısmını anladınız da, ne konuşacağınız kısmı eksik kaldı gibi değil mi?

Günlük hayattan ufak tefek seçmeler yapabilirsiniz. İş yerinizde olan bir olaydan, size gelen komik bir mail’den... Komik olsun ama, sıkmayın adamın canını “Üç Avrupalı bi’ de bizim Temel...” fıkralarıyla!

Kısa kısa olsun anlattıklarınız, rapor istemiyor adam sizden, kafasını dağıtacak, günün yorgunluğunu unutturacak bir sohbet istiyor... Daldan dala atlamayı becerebiliyor olmalısınız. Ne konuştuğunuzu hatırlamasın bile sonradan, sadece sizinle ne kadar iyi vakit geçirdiğini hatırlasın. Gerisi boş!

Eski sevgilinizle yaşadıklarınız onu hiç ilgilendirmiyor, arkadaşlarınızı merak etmiyor… Ne kadar yalnız olduğunuzsa, duymak isteyeceği son şey!

Sıra yatağa gelirse, seks konusunda da ısrarcı olmamalısınız. Bırakın o isterse olsun. Başlarda fazla hararetli bir gece beklemeyin, ya da değişik olsun diye acayip numaralar göstermeye, garip pozisyonlara girmeye kalkmayın... Ona herhangi bir kadını hatırlatacak, herhangi bir uç hareketten uzak durun. Başlarda sadece, biraz sıradan olun.

Kalkıp gitmek isterse söylenmeyin, mutsuz kadını oynamayın. Kalkın yatağınızdan, kapıya kadar geçirip, “yanağına” bir öpücük kondurup gönderin. Ertesi gün onu aramayın, daha sonraki gün de... Siz onu hiç aramayın. Bırakın o özlesin, ihtiyacı olduğunda o size gelsin.
“Bu ne? Biz köle miyiz?” demeyin, siz istediniz! En başında kabul ettiniz her şeyi. O, tekdüzeleşen ilişkisinden kısa bir süre uzaklaşıp, hayatını biraz renklendirip, evine dönecek. Asla kendinize kalın bir minder aramayın!

*********************************************************************************
Bu yazıyı beğendiyseniz
Ey Tanrım En Az Üç Tane

2 yorum:

  1. Vallahi ne güzel anlatmışsın ECE helal olsun.Zevkle okudum .

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler Tijen, bi' çıkıp kafaları cilalasak ben sana daha neler anlatıcam:)
      Ama gene de fazla beğenme sen bunları, bakma benim yazdığıma :P

      Sil