17 Şubat 2012 Cuma

Özgürlük Masalları



Giyinip kuşanmışlar kendilerince bir güzel, siyah straplezler, mini etekler, hepsi beton gibi, hepsi sarışın, hepsi “sosyetik”... Her taraflarını açmışlar ama! Halbuki ne diyor Ivana? Ne diyor Hakan? “Mini etek giydiysen, dekolteyi abartma, göğsünü açacaksan, kıçına pantolon giy!” Bir kulaklarından girmiş, diğerinden çıkmış besbelli, ihtiyaç duymuyorlar belki de, adları yeter!

Dizilmişler barın içinde biraz izole bir yere, seperatör misali yüksekçe bir masayla ayrılmışlar halktan. Eller havada “Seveceğim, gezeceğim” nidaları, sevecek birilerini arıyorlar, kimseye ihtiyacım yok tavırlarıyla biraz ters düşse de... Aldırmıyorlar.

Hepsi havalı, hepsi 40’lık, hepsi dul! Kaçıncıyı devirmişler kimbilir, ya da kaçıncı kez devrilip ayağa kalkmışlar... Mağrurlar ama, kibirin bini bir para! Boşanma haberleri günlerce süslemiş gazeteleri sayfa sayfa. Zengin kocalarından ayrılırken dünyalıklarını yapmışlar. Boşanmış Barbi hepsi, bilir misiniz o fıkrayı? (*)

Şimdi dolanıp duruyorlar ortalıkta. Yeni hayatlarının tadını çıkarıyorlar. “Gencim(?), güzelim, param var, özgürüm!” Nereye geldiklerinden bihaberler oysa. Nasıl bir havuza düştüklerinin farkında değiller. O adamın karısıyken, hatta o adamdan boşanırken, dev medya ordusu ayrılmıyordu peşlerinden. Tanıyan, tanımayan, herkesin gözü üzerlerindeydi. Bakıyorum şöyle bir sağa sola, iyi güzel, paran var, özgürsün de, etraftaki en iyi kamera 8 megapiksel!

Kızlar! Yok öyle bir hayat!

Hoşgeldiniz yalnız kadınlar sokağına! Yenisiniz, bilmezsiniz, biraz aydınlatalım sizi. Burada sizi diğer kadınlardan ayıran pozitif bir özelliğiniz yok, önce onu bir sokun kafanıza. Buradaki bütün kadınlar genç, hepsi güzel, hepsi özgür, çoğu da sizin gibi paralı!

Bir anda fazla yüklenmek olacak belki ama, her gün her gün yıkmayalım hayallerinizi, bir defada yerle bir olsun, toparlanacaksanız da bir defada toparlanın.

Buradaki kadınların hepsi “sizden daha” genç, “sizden daha” güzel. Hepsi eğitimli, akıllı, çoğu kariyer yapmış, siz kocanızın sırça sarayında kendinizi oyalayıp, onun eve dönmesini beklerken.

Özgüvenleri ayarında sonra, sizin gibi kibirli değil hiçbiri. Yüzleri gülüyor üstelik, gerçekten gülüyor hem de... “Onu sevmem, bunu istemem, ona kapris, şuna göstereyim, öbürüne vereyim!” de demiyorlar, içleri dışları, bir değilse de, yakın!

Var tabii suratsız olanlar da, mutsuz, bayık, keyifsiz... Neredeyse sizinle aynı yaşlarda, hala akıllanmamış, hala kendini bir şey zanneden, talep görmeyen! Sayıları da oldukça fazla hani! Ama hemen sevinmeyin, onlar yetmez sizi su üzerinde tutmaya. En fazla rekabet edeceğiniz bir güruh bulur, arada bir sıyrılır, yüzeye çıkarsınız su kaplumbağası gibi...

Duydunuz mu kızlar? Yok öyle bir hayat! O kendinden emin tavırlar, o özgür havalar, kimseye sökmez buralarda, bilesiniz. Özgürlük, yalnızlık demektir jargonda.


(*) Adam kızına Barbie almak ister ve bir oyuncakçıya girer. 
“Barbie bebekler kaç para?” diye sorar.

Satıcı “Hangisi beyim?” der ve devam eder: 
“Barbie sporda 16.95, Barbie alışverişte 16.95, Barbie disco'da 16.95, Barbie boşandı 295” 

Adam şaşırır, “Neden hepsi 16.95 de boşanmış olan 295?

Satıcı cevaplar “Çok basit, boşanmış Barbie ile birlikte; Ken'in evini, arabasını, mobilyalarını da alıyorsunuz."

2 yorum:

  1. kadınlar boşanınca hep kocalarından tazminat alırlar mı acaba? Peki ya alamayanlar ne olur? Onlar sanırım bu barlara gitmiyorlar, onlar marur ve başları dik kadınlar, bunlar gibi kompleksli değilller.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sevgili Adsız,
      Bunlar kompleksli değiller. Bir insanın kompleksli olabilmesi için, (olabilmesi!) en azından etrafında olan bitenin farkında olması gerekir :)

      Sil