26 Şubat 2012 Pazar

Bazen Kafalar Karışır



Aşağıdaki yazı, bazılarınıza tanıdık gelebilir, hafızanız yeterince kuvvetliyse. Hemen “alıntı, çalıntı” diye başlamayın. Bundan tam 10 yıl önce yazmıştım bir dergi için. Pek ilerleme kaydetmemişim, ben hala aynı ben, aşağıdaki yersiz soru işareti dışında. Onu da o zamanlar bilemezdimJ

O ne istediğini bilmiyor, daha 20’sinde...

Zannedilir ki, bu kadın beş on sene sonra aklı başında bir yaratığa dönüşecek, -yani belki de kadınlıktan çıkacak- zaman onu olgunlaştıracak, ne istediğini bu yaşlarda değil, o yaşlarda bilecek...

Oysa 20’sinde bir kadın ne istediğini tam olarak bilir. O kadınlığı keşfetmenin peşindedir bu dönemde. Ona kadınlığını hissettirecek erkeğin peşindedir. Daha doğrusu erkeklerin! Kendini tanımanın, vücudunu tanımanın, seksin, seksten zevk almanın, kendini geliştirmenin derdindedir. Erkek olandan neler beklediği ortadadır; sürekli heyecan, şehvet, cinsellik... Sürekli arzulanmak, beğenilmek... Kaslı ve popüler olanlarla çıkmak, onlarla görülmek, onlara vermek...

Hem yakışıklı olsun hem anlayışlı, hem seksi olsun hem evcimen gibi birbiriyle bağdaşmayan ikilemlerde de değildir o, yakışıklı ve seksi olması yeterlidir. Basbayağı da bilir ne istediğini. Kaslı ve popüler olanlar, onların bu isteklerine cevap verirken, kel, fodul ve tipsiz olanlar da kendilerinde neyin eksik olduğunu anlamaya çalışır dururlar. Bu ikinci tip erkek, daha ileri yaşlarda kıymete binecektir.

Bir dönem gelir ve tercihler değişir. Ama bu 40’lardadır, düşünüldüğü gibi beş on sene sonra değil. O zaman da ne istediğini bilir kadın. Huzur ister! İyi bir aşık, mükemmel bir yatak arkadaşı yerine, sadık bir koca, iyi bir baba... (?) Yersiz soru işareti bu işte.

Yapacağını yapmış, yaşayacağını yaşamıştır büyük ihtimalle. Bazıları, yaşayamadıklarını önlerine fırsat çıkarsa hala yaşayabileceklerini de öğrenmiştir. İş seyahatleri neden var ki?

Ama bir ara dönem vardır ki, kafalar çok karışır. Kadın unu elediğini ve eleği asma zamanının geldiğini düşünürken eli bir türlü varmaz o çiviye. Tam durulacakken şeytan bir dürtüverir. Tam hayatını yola koyacakken eski günler gelir aklına. Hiçbir sorumluluk taşımadığı, kimseye bağlı olmadığı, dertsiz, güzel eski günler... Hiçbir erkeğin değerini bilmediği, gününü gün ettiği, kırılır, üzülür, daha iyisi nerden bulunur tasası taşımadığı günler. Annesiyle babasının senelerdir süren mutluluklarıyla, hala o bar senin bu klüp benim sabahlara kadar ve her gece başka bir erkekle akıp kokan okul arkadaşının zamparalıkları arasında gidip gelir. Huzurlu birliktelik fikri acayip bir huzursuzluk verir.

Kendisini bu düzenli hayatından dolayı takdir edenleri sıkıcı bulurken, “Ne o çifte kumrular, geçmedi mi cicim ayları?” tarzı soğuk espriler yapanlara imrendiğini farkeder. En büyük zevki sizinle televizyonun karşısında pineklemek olan kadın, birdenbire aynı televizyonu sıkıcı bulmaya başlar. 

İşte siz bu dönemlerde alnınızı kaşımaya başlarsınız yavaş yavaş. Ailesiyle zaman geçireceğini söylediğinde, evli ablasına yemeğe gitmek yerine bekar abisiyle partilere gider. “Bu gece ablamda kalıyorum”un  yerini “Abimin arkadaşlarıylayım” alır.

Hiç rahat değil dediği seksi kıyafetlere yenileri eklenir. Doğum gününüzde size kek yapmak yerine kart gönderir. Üzerinde “Seni ne kadar sevdiğimi biliyor musun? İşte bu kadar!” değil; “En iyi dostuma!”” yazanlardan...

Hiç görüşmediği, sizin de hoşlanmadığınız Hande’yi arar her akşam, ya da Hande onu. Siz koltukta uyuklarken, yanınıza kıvrılmak yerine, kısacık bir “Seni uyandırmak istemedim” notuyla sıvışır evden. Telefonunu da evde unutur. Kadınlar da girer orta yaş bunalımına. Kırkından önce ama, sizden erken girip erken çıkarlar, teneşirlik olmadan.

Sabırlı olup bu durumun kendiliğinden düzelmesini bekleyebilirsiniz. Tabii yeterince salaksanız! Çünkü bir kere fıkfıklanmaya başladı mı arkası gelir. Bu dönemi sessiz sedasız, kendi kendine atlatmak yerine, size hissettirmeyi tercih ederse -ki bu gerçekten bir tercih meselesidir- sizi çoktan rafa kaldırmıştır. Akıllı kadın saklamak isterse bunu becerir.

İşler ters gidiyor diye kendinizde kusur aramaya kalkmayın. Hele hele hatunun davranışlarını çözmekle hiç uğraşmayın, yeni birşey keşfetmiş olmazsınız. Bu durum mutlaka sizden önce çözülmüş ve bir çok kitapta bilmemneloji gibi bir tanı olarak yerini almıştır. Var çünkü, o kadar çok ki bu kadınlardan, literatürde yeri olmaması mümkün değil. Siz neloji olduğunu öğrenip o sayfayı açın yeter. Tabii illaa da anlayacağım neler olduğunu diyorsanız. Yoksa zaten onları anlamadan onlarla olmaya alışıksınız değil mi?


********************************************************************************
Bu yazıyı beğendiyseniz
İbneyi Yolundan Döndüren Kadın

2 yorum:

  1. demekki neymiş? kadınlarda erkekler gibi aldatabilirmiş

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yook! Erkekler gibi diil, daha güzel aldatır:)

      Sil