6 Şubat 2012 Pazartesi

İbneyi Yolundan Döndüren Kadın



Sahaları, pistleri falan boşverin, kadınlar arasındaki rekabeti başka hiçbir yerde göremezsiniz! En iyi, en beğenilen olma çabasını! Gerçekten yakın olanlar, gerçek arkadaşlar, birbirlerine üstünlük sağlamaya çalışmadan sıkı sıkı sarılırlar dostluklarına. Birbirlerini iyileştirmeye, güzelleştirmeye çalışırlar. İçtense sevgileri, ellerinden geleni yaparlar arkadaşları için. “Bu yakışmadı, diğerini giy!” derler. “Dur makyajın olmamış” der, farınızı düzeltirler. Bu destek de başka bir yerde görülmez kolay kolay. Çok güzeldir!

Açık açık edilen rekabet de güzeldir. Bu bir savaşsa ve baltalar gizli değilse, mübahtır, doğaldır. Ama makyajınızı düzeltirken göz koyduğunuz adama göz süzenlerle çirkinleşir işler yavaş yavaş. Erkek arkadaşınıza değil, bir şekilde ilginizi çekmiş birine...

O kadının ihtiyacı beğenilmektir. Ama bir, üç, beş kişi değil, bulunduğu ortamdaki herkes tarafından beğenilmek. En çok beğenilmek, tek geçilmek! Kadın - erkek, herkes tarafından konuşulmak, baş döndürmek, acayip bir şey olmak! “Saçların harika olmuş” dersiniz, gözünün ucuyla bakar size küçümseyerek. Herhalde harikadır saçları, biliyordur zaten, sizin değersiz yorumunuz gülümsetmez bile onu. Bu modellerin içinde, bir de “Ah canım sağol, sen de çok hoş olmuşsun!” tipi kadın vardır. “Hoş” der size, “harika” demez, “güzel” demez! Çocuk gibi görür kendi yanında, ya da ne bileyim, besleme gibi.

Arar, sorar, sosyalleşir sizinle. Birçok kişiyi aynı anda arar, kalabalık sever. İhtişamının daha göze batar olması içindir bu çoğunlukla. Gösterişsiz arkadaşları vardır. Aslında pek de farketmez onun için, ne kadar gösterişli olursanız olun, sönük kalırsınız yanında! Bıcır bıcır konuşur, sevgi gösterisinde bulunur size ihtiyacınız olduğunu düşündüğü için, ama asla kendisiyle aynı kefeye koymaz!

O, dünyanın merkezidir! A a! Neler saçmalıyorum ben? Evrenin merkezidir! Ama bilmez ki, evrenin merkezi yoktur, çünkü kenarı yoktur! (*)

Zordur hayat bu kadın için. Kendi klasmanında kimse olmadığından, rekabet zevkini tatmin edemez. Bir yere adım attığında, dişi - erkek bütün bakışların üzerine çevrilmesine alışmıştır, zevk vermez, mutlu etmez.

Çok konuşur, hep konuşur! Siz konuşurken, sizi dinliyor zannedersiniz, halbuki daha fazla konuşabilmek için susmanızı beklemektedir. Susmazsanız, o susturur bir şekilde, yersiz bir kahkaha atar, bileğini burkar, yapar bir şeyler işte ve konuşmaya başlar tekrar.

Yanında konuşamadığınız için, arkasından konuşursunuz mecburen. Dedikoduya girmez bu yaptığınız, paylaşımdır olsa olsa. Dedi ki biri birgün bana: “Şu adam var ya, hani şu barın yanındaki! Bana bakıyor girdiğimizden beri, farkındasındır.” Hıı hı, farkındayım evet, çetere tutuyorum ben, kim baktı kim bakmadı! Bakmayan olursa da uyarıyorum: “Hşşt sen ordaki! Baksana yanımızdaki dünya güzeline!” Devam etti sonra: “Topmuş ayol! Gay’miş herif! Ay bak bak! Erkek arkadaşı da var yanında! Ay inanamıyorum, bana bakıyor girdiğimizden beri!”

Yürü be! Kim tutar seni!



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder