Dışarıdan
bakıldığında gayet güzel görünen bir ilişki... Ortak zevkler, bir takım hisler,
sarmaş dolaş uyumalar, günaydın öpücükleri... Beraber alınan duşla başlayan,
güneşli, güzel bir gün... Sevdiği erkeği elleriyle besleyen bir kadın, o elleri öpen bir erkek... Gün daha
taze!
Bir
de aynı kadının “yoğun” bir iş
gününün ardından eve geldiği zamanki hali var, tıpkı bir gece önceki gibi. O
sabah da o yüzden o kadar tatlıydı belki. Geceki huysuzluğunu, gereksiz kaprislerini
unutturmak, hep güzel, uyumlu ve iyi hatırlanmak, eşini veya sevgilisini,
dışarıdaki hayata, yüzünde tatlı bir ifadeyle “salabilmek” için.
Numara
mı yoksa? Değil aslında, içten geliyor o öpücükler, duştaki sırnaşmalar,
ballar, reçeller… Ama o uyuz tavırlar da içten; kaprisler, git başımdanlar… Kolay değil başetmek; iki
kişilik bir düzenin içinde, iki kişilikli bir kadın. Bir de erkek!
Buralarda
bir yerde işte “öteki kadın”. Böyle bir dönemde ihtiyaç
duyuluyor ve ortaya çıkıyor. Öyle uzun uzun aramaya da gerek olmuyor genelde;
bir yerlerde duruyor ve ortaya çıkacağı zamanı bekliyor.
Siz
o kadınsınız şimdi, öteki kadın, ikinci kadın... Aman dikkat! Zor bir görev;
incelik ister, sabır ister, her şeyden önce gerçek dişilik, ama
huysuzluklarından arınmış bir dişilik ister.
Bağdaşmadı
mı? O zaman hiç soyunmayacaksınız ikinci kadınlığa. Öteki kadın olma
hevesinizden, tam şu anda, oturduğunuz yerde
vazgeçeceksiniz. Sizin için burada yazacağım her şey “saçma
sapan”. Uzanın kumandaya, romantiğinden bir film seyredin; şöyle Meg
Ryan’lı bir şeyler olsun.
Geri
dönüp, ne zaman ortaya çıktığınıza bir bakın; ilişkide, başka birilerinin
ilişkisinde sorun olduğunda sahne sırası size gelmişti, hatırladınız mı?
Sorundan kaçan erkek geldi kollarınıza, yeni sorunlar arayan bir erkek değil...
Başlarda
biraz dert paylaşacak, sonra karısını, sevgilisini sorunlarıyla beraber
kafasından atacak ve size konsantre olacak. Dedim ya; dikkat! Size konsantre
olması demek, size aşık olacağı, hayatının geri kalanını sizinle geçirmek
isteyeceği anlamına gelmiyor kesinlikle. Huzur istiyor birkaç saatliğine de
olsa, ona bunu vermemeye başladığınızda bitersiniz. Hiç öyle, olur da beni
gerçekten sever mi triplerine girmeyin, yuva yıkmayın, sizin göreviniz o
yuvayı toparlamak, dağıtmak değil!
Neden
toparlayayım elalemin dağılmaya yüz tutmuş yuvasını diyenler; kumanda lütfen! Biz
burada, sizin zaten öteki kadınlığı tercih etmiş olduğunuzu var sayıyoruz. Aşk
romanları soldaki raflarda!
Her şeyden
önce, o yuva dağılan bir yuva değil. Sadece sorunlu bir ilişkiye ev sahipliği
yapıyor kısa bir süre için. Unutmayın, şifre: “kisabirsure”, bir
ömür değil! Hem hayatının en mutlu dakikalarını sizinle geçirdiğini söyleyen
bir erkek size de iyi gelebilir bir dönem, yıkamadığınız kıyafetleri çıkarmak
keyif verebilir.
Anlaştık mı? Tamam o halde, neler yapıp nelerden uzak duracağınıza dair birkaç ipucu şimdi;
Yasak
sorular;
Ne
zaman geleceksin? (Belki hiç!)
Neredesin? (Sana ne?)
Beni
özledin mi? (Haydaaa!)
Beni
seviyor musun? (E çüş!)
Yağmur
mu yağacak? (www.meteor.gov.tr)
Diş
macunu bitmiş, gelirken bir tane alır mısın? (??)
Kısaca
her türlü soru yasak ilişkinizde... Soru sormayacaksınız. Soru sormaya başlayan
kadın ayarı tutturamaz, ne zaman boşanacaksınız deyiverir birgün adama. Ne
zaman evleneceğiz der sonra. Soru yok!
Gelelim
yasak cümlelere;
Seninle
çok mutluyum. (Sen de mi?)
Bu
ilişkinin birgün gelip de biteceğine inanmak çok zor. (Off! Sen de mi?)
Keşke
daha önce tanısaydık birbirimizi. (Niye
ki?)
Kahvaltıda
omlet yapalım. (Kahvaltı??)
Adam
diş macunu almak istemiyor, anlıyor musunuz? İlişki de istemiyor!
Evinize gelip, sizinle bir iki kadeh içip, konuşup, sevişmek istiyor. Sevişme
kısmını anladınız da, ne konuşacağınız kısmı eksik kaldı gibi değil mi?
Günlük
hayattan ufak tefek seçmeler yapabilirsiniz. İş yerinizde olan bir olaydan, size gelen komik bir mail’den... Komik olsun ama,
sıkmayın adamın canını “Üç Avrupalı bi’ de bizim
Temel...” fıkralarıyla!
Kısa
kısa olsun anlattıklarınız, rapor istemiyor adam sizden, kafasını
dağıtacak, günün yorgunluğunu unutturacak bir sohbet istiyor... Daldan dala
atlamayı becerebiliyor olmalısınız. Ne konuştuğunuzu hatırlamasın bile
sonradan, sadece sizinle ne kadar iyi vakit geçirdiğini hatırlasın. Gerisi boş!
Eski
sevgilinizle yaşadıklarınız onu hiç ilgilendirmiyor, arkadaşlarınızı merak
etmiyor… Ne kadar yalnız olduğunuzsa, duymak isteyeceği son şey!
Sıra
yatağa gelirse, seks konusunda da ısrarcı olmamalısınız. Bırakın o isterse
olsun. Başlarda fazla hararetli bir gece beklemeyin, ya da değişik olsun diye
acayip numaralar göstermeye, garip pozisyonlara girmeye kalkmayın... Ona herhangi
bir kadını hatırlatacak, herhangi bir uç hareketten uzak durun. Başlarda
sadece, biraz sıradan olun.
Kalkıp
gitmek isterse söylenmeyin, mutsuz kadını oynamayın. Kalkın yatağınızdan,
kapıya kadar geçirip, “yanağına” bir öpücük
kondurup gönderin. Ertesi gün onu aramayın, daha sonraki gün de... Siz onu hiç aramayın. Bırakın o özlesin, ihtiyacı olduğunda o size gelsin.
“Bu ne? Biz köle miyiz?” demeyin, siz istediniz! En
başında kabul ettiniz her şeyi. O, tekdüzeleşen ilişkisinden kısa bir süre uzaklaşıp,
hayatını biraz renklendirip, evine dönecek. Asla kendinize kalın bir minder
aramayın!
*********************************************************************************
Bu yazıyı beğendiyseniz
Ey Tanrım En Az Üç Tane
*********************************************************************************
Bu yazıyı beğendiyseniz
Ey Tanrım En Az Üç Tane