10 Ocak 2012 Salı

Aşk Üzerineydi Şiirler



Gönlünü kaptırdığı güzele aşkını anlatırdı şair bir zamanlar…
Onun güzel gözlerini, tatlı sözlerini, al yanaklarını anlatırdı.

Kaybettiği sevgiliye özlemi,
Mecnun misali geçirdiği günleri,
Kalbinin nasıl ağrıdığını, yüreğinin paramparçalığını,
Erişilmez güzelin sadece hayal edebildiği sıcaklığını,
Bazen çöl sıcağını, güneşin kör edici aydınlığını, o aydınlığın sebep olduğu sonsuz karanlığı,
Veya elele tutuşmalarını anlatırdı bize, ellerinin yumuşaklığını, kavuşmanın hazzını anlatırdı.

Şimdi mutluluğu sorguluyor şair de yazar da…
Hayatın anlamını, daha çok anlamsızlığını, mutsuz insanları sorguluyor, ama daha çok, her ortamda sakil duran garip insanları, mutlu olanları.
Mutsuzluk, umutsuzluk, boşvermişlik normal, umut dolu olmak, hayata gülebilmek, her gün yeniden uyanıp ayağa kalkmak acayip karşılanıyor. 

"Hayret ediyorum, nasıl gülebiliyorlar?" diyen kadın yüzünden aşk üzerine yazmıyor artık şair. Kırılan kalpler, özlemler değil, kavuşmalar, mutluluklar hiç değil, tüm bunların anlamsızlığı üzerine, yazılan her dize, vurulan her fırça darbesi kısır renklerle… 

Aşkla öten bülbül değil, kulakları yırtan çirkin çığlığıyla kara kuş yazılıp çiziliyor. Cennet bahçelerinde değil, cehennem ateşinde aranıyor cevaplar, öyle şuursuz sorular soruluyor!

Boşa yaşanıyor herşey, şair yazamıyor, aşık hissetmiyor!

Gene de, bazen biri çıkıp "iyi düşünün" diye başlıyor söze…
Ümidini kesmiyor hayretler içindeki o kadından. 

İyi düşünün…

İncir çekirdeğini dolduracak kadar da olsa umudunuz yok mu gerçekten?
Beklentiniz, hayalleriniz, mutluluğa dair en küçük bir iyimserliğiniz yok mu?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder