28 Aralık 2011 Çarşamba

Çığ Gibi


Zirveden aşağı yuvarlana yuvarlana inerken, hele hele en dibe geldiğinizde, o zirveye hiç çıkmamış olmayı dileyebilirsiniz.

Ortalarda bir yerlerde dolanıp duruyor olmayı, hayatınızı, öyle abartılı iniş çıkışlar olmadan, sakince geçirmeyi…



Tepede çıplak ve özgürken, -kibarca- aşağı doğru bırakıldığınızda, yani kıçınıza tekmeyi yediğinizde, yuvarlana yuvarlana attığınız her turda, biraz daha gömülürsünüz giderek büyüyen kartopunun içine. 

Sıkışırsınız, kıpırdayamazsınız, nefes alamaz, etrafınızı göremezsiniz. O tepeye hiç çıkmamış olmayı dilersiniz.

"Unutursun" der herkes size, "zaman en iyi ilaçtır".
Duymazsınız, anlamazsınız…
Nefes almaktır o an tek ihtiyacınız, yaşamak için nefes almak. Ne unutmaktır derdiniz, ne alışmak, sadece nefes almak istersiniz.

Zaman ilaç olmamış, geçen her dakika daha da boğmuştur sizi. 
Zamandan anladığınız aylar değil, dakikalar, olsa olsa saatlerdir çünkü. 
Ve geçmek bilmeyen günler, sonra haftalar, aylar…
Mevsimler…

Gelir, geçerler.
O tepede esen buz gibi rüzgar, yerini daha ılıman bir havaya bırakmaya başlar, siz dibe yaklaştığınızı düşünürken.
Güneş, yavaş yavaş eritir sizi hapseden bembeyazlığı. 
Bir ara, karla karışık kalakalırsınız. Ortada kocaman bir top, yanlardan çıkan kollarınız, sizi hala taşıyan bacaklarınızla… 
Saç baş sırılsıklam, darmadağın, burnunuz kıpkırmızı!

Siz de gülersiniz bu halinize, etrafınızdakiler de.
Onlar, sizi tanıyanlar, sevenler, hep bu anı beklemişlerdir. İçinde bulunduğunuz durumu görmeye, olan bitene, kendi halinize gülüp geçmeye başladığınız o anı!

Katıla katıla gülersiniz birlikte. 
Hayır hayır, sinirden değil, öylesine… 
Umursamazlıktan!
Geçmişten, bugünden, gelecekten… 
Herşeyden, herşeye gülersiniz.

Sonra birgün bir şey duyarsınız;
"Ne olursa olsun güzel anılara sahip olmayı hak ediyorsun!"
Dr. Temperance Brennan, nam-ı diğer Bones.

Zirveye çıktığınız yolculuğu düşünürsünüz o zaman, ve bundan sonra yapacağınız yolculukları. 

Eteklerde, tepelerde, ovalarda, Ilgaz'da, Anadolu'da!? :=)

Güler geçersiniz…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder