27 Aralık 2011 Salı

Karambolyaşayanlar

İnsan familyasının en umutsuz türüdür. Sürüler halinde yaşarlar, erkeği ve dişisi vardır.

Türün en önemli özelliği, erkek ve dişilerde birlikte görülen eş arama ihtiyacıdır. Her iki cins de, eş arama sürecinde mutsuz fakat umutludur. Bu süreç, mevsime, sosyal ortam ve maddi duruma göre  canlıdan canlıya farklılıklar gösterebilir.

Dişi bir karambolyaşayan, bahar aylarında canlı ve sosyalken, aynı dişi, bir sonraki bahardan derisi ve gözleri matlaşmış olarak çıkabilir. Benzer şekilde, erkek karambolyaşayanın, kış mevsimine bitkin girip, ani bir değişimle 24 saat gibi kısa bir sürede, sürünün en gözde erkeği haline gelmesi mümkündür.

Gene erkek ve dişilerde ortak olan bir diğer özellik, yaşadıkları hayatın bir deneme dönemi olduğu ve asılhayatlarının daha sonra başlayacağına olan inançtır. Araştırmacılar tarafından bu konuda 2 farklı görüş savunulmaktadır. Asılhayat denilen bir hayatın varlığı ve yokluğu.

Erkeklerin sadece yüzde 2'si, karşılarına ilk çıkan dişinin “eşi” olabileceğine inanırken, dişilerde bu oran yüzde 98,7’dir. Dişi türü erkek türden ayıran en önemli özellik budur.

Eş arayışı ve doğru eşi bulma sürecinde yaklaşık yirmişer kez çiftleşmektedirler. Çiftleşme kadın ve erkek türlerinde farklı algılanmaktadır. Erkek, cinsel birleşmeyi çiftleşme olarak tanımlarken, dişi gerçek eşini bulana kadar  bu anlamda çiftleşmeyi  reddedebilir. Çoğu zaman göz teması yeterlidir. 

Dişilerde cinsel birleşme, ayinsel bir törenin ardından, üreme amacıyla gerçekleşir. Erkeksel anlamda çiftleşmeye karşılık veren dişi sayısı az olduğu için, erken yıpranan bu dişilerin yaşam döngüsü kısalmaktadır. Bu dişiler aynı zamanda  hemcinsleri tarafından dışlanmakta ve sürüden ayrı yaşamaktadır.

Bir diğer ayırıcı özellik, dişinin memeli, erkeğin paralı olarak adlandırılmasıdır. Memesiz dişiler ve parasız erkekler sürüden düşerek, çorak alanlarda “survive” ederler. Asılhayata inançları çok güçlüdür. Hemcinsleri ile çiftleşmeleri sık görülen durumlardandır.


Asılhayat

Araya sıkıştırılmış, neden yaşandığı bilinmeyen, bu seferlik böyle olsun mantığıyla yaşanan hayattan sonra yaşanacak olan gerçek hayattır. Dünyaya tekrar gelmek ve gönlünce yaşamak anlamlarını içinde barındırır. Bahsedilen dünya, yaşam alanı olarak dünyadır. Farklı bir gezegen, hatta bambaşka bir sistem olabilir. 


Yaygın görüş, asılhayatın Mars’ta yaşanacağı yönündedir. Bu görüşün savunucuları, Mars’taki  hayatın, geleneksel bilim adamlarının aradığı gibi yüzeyde değil, kürenin içinde olduğunu iddia etmektedirler. GBA(1)’ların “Su bulduk” diye işaret ettikleri karaltıların, iç kısımlara oksijen taşıyan kanallar olduğu varsayımının yanında, oksijene ihtiyaç duyulmayan bir yaşam olacağı fikri de yavaş yavaş kabul görmeye başlamıştır.

Kesin olarak bilinen tek şey, asılhayatın şimdiki hayattan çok daha iyi ve rahat olacağıdır. Asılhayatta herkes güzel/yakışıklı, zengin, başarılı, fit, zeki ve sağlıklıdır.

Ancak mutluluk konusu henüz bakirdir. Her şey yolunda ise mutluluk kendiliğinden gelir diye düşünenler çoğunluktayken, bu durumun tatminsizliğe, dolayısıyla mutsuzluğa yol açabileceği fikrini savunanlara, tek tük de olsa rastlanmakadır. Bu grup, asılhayattaki güzelliklere erişebilmenin tek yolunun, şimdiki hayatı bunları hakedecek şekilde yaşamak olduğuna inanır. Bu görüş ilk bakışta doğru görünmekle birlikte, karambolyaşayanlar tarafından şimdiki hayatı daha da zorlaştıracak olması sebebiyle dikkate alınmamaktadır.


Şimdiki Hayat

Asılhayata dair görüşlerden bağımsız olarak, her şekilde yaşanması gereken acılı, sancılı hayattır. Esas konumuzdur. Kuralları vardır, evrensel, toplumsal, kültürel, dini, geleneksel.

Evrensel Kurallar, genelgeçer kurallardır. Evrensel kabul görmüşlükleri, uygulamada kolay olduklarının bir işaretidir. Kendiliğinden, yaptırımı olmayan, hafif, basit kurallardır.

Toplumsal Kurallar, ortak noktaları da olmakla birlikte, toplumdan topluma farklılık gösteren, birarada yaşayabilmek için gereken, saygı tabanlı kurallardır.

Kültürel Kurallar, ortak noktaları da olmakla birlikte, kültürden kültüre farklılık gösteren, birarada yaşayabilmek için gereken, tarih tabanlı kurallardır.

Dini Kurallar, ortak noktaları da olmakla birlikte, inançtan inanca farklılık gösteren, ilahi kurallardır.

Geleneksel Kurallar, anlamlı, anlamsız, örf, adet tabanlı kurallardır.

Karambolyaşayanı kurallara uymaya iten, kolaya kaçma güdüsüdür. Kurallara uymadan yaşamak, beceri gerektirir, zorlayıcı, düşündürücüdür. Kural ihlallerinde, klasik karambolyaşayanlarla ters düşüleceği gözönünde bulundurulduğunda, uygun olan uymaktır.

Farklı uçlardan örnekler vermek gerekirse, okula gitmek, yemek yerken ağzını şapırdatmamak, erkek çocuklara pipisini göstertmek, kızlara hşşt, ayıp demek, çişini tuvalete yapmak, sinemada kabuklu yemiş yememek, büyüklere saygılı olmak, çalışıp para kazanmak, anne baba olmak.



Karambolyaşayan şimdiki hayatta evlenir. Erkek karambolyaşayanın evlenmesinde öne çıkan sebepler aşk sarhoşluğu ve anne baskısıyken, dişi karambolyaşayan, çocuk sahibi olmak veya evde kalmamak için evlenir.

Ve her şey böyle başlar...

Veya biter!

(1) Geleneksel Bilim Adamı

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder