Ne çok
sorumluluk yükledik omuzlarına, ne çok şey bekledik aşktan!
Heyecan
bekledik her zaman, yeni ve güzel olanın heyecanını! Güzel olmaya devam etti,
ama sürekli yeni kalması mümkün değildi, yıllandı zamanla. Ama biz o ilk günün
heyecanını daimi kılmasını bekledik aşktan, yıllar geçse de kaybetmemesini…
Tutku
bekledik, heyecanlı ve tutku dolu olsun istedik. Verdi bize bunu aşk, tutkuyu bir
yerinde barındırdı her zaman.
Sevgiye dönüşür
diye duyduk birilerinden. Aşk, o aşk olarak kalmaz belki ama, sevgiye dönüşür.
Heyecanlı, tutkulu ve sevgi dolu olmasını bekledik, vermeye çalıştı elinden
geldiğince.
Ömür boyu
sürsün istedik sonra, yıllansa da olduğu
gibi kalsın ... Aşk zorlandı bu defa, ömür boyu heyecan konusunda zorlandı en
çok.
Hem, hep
hayatımızda olmasını istedik, hem de her defasında ikiyüzlü davrandık ona!
Kapımızı çaldığında yüzümüzde gülücüklerle karşıladık, giderkense sayıp sövdük,
yerin dibine soktuk, lanetler yağdırdık arkasından!
“Aşk
yüzünden” diye başlayan cümleler kurduk, suçladık, gözü kör dedik, mantığı yok
dedik, ağzımıza geleni söyledik onu bitirirken! Ve her gidişinde, yeniden
kapımızı çalmasını bekledik arsızca!
Ne çok şey
istedik, ne çok şey aldık aşktan! Ama görmezden geldik verdiklerini. O bize
mutluluk verdi, biz gözyaşlarını hatırladık. O bize bir aşık verdi, biz sadece
zalimi andık arkasından.
Aşkı
suçladık her bitişinde, ama hiçbir şey yapmadık kaybetmemek için. Bir taraftan
tüketirken, bir taraftan kendiliğinden çoğalsın istedik! Aşkla gelene sırtımızı
döndük. Biz döndük, aşkı suçladık!
Bazılarımız
vazgeçti sonra. Aşkı daha fazla yıpratmamak, ya da defalarca öldürmemek için.
Ama o bizden vazgeçmedi. “Ümidini kaybetme” dercesine çaldı kapımızı usanmadan.
“Tanı beni sadece, olduğum gibi kabul et!” Kulaklarımızı tıkadık aşkın
yakarışlarına, konuşmasın, sadece versin, hep versin istedik. Karşılıksız verdi,
gene de beğenmedik, küçümsedik, nankörlük ettik!
Gitti işte
aşk, kırıldı, gitti! Önüne gelene küfrede küfrede gitti hiçbir iz bırakmadan,
kimselere söylemeden nerede olduğunu.
Duydum ki
dönmeyecekmiş bir daha kalplere. Ne olduğu anlaşılana, hak ettiği gibi karşılanana
kadar dönmeyecekmiş. Kendisini anlatmaya çalışmaktan da bıkmış. “Ben buyum” diyormuş,
“değişemem”, “aşkım ben”.
Gitti aşk,
kolay kolay da dönmez...
Sahi, en
son ne zaman aşık oldunuz?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder