Değil işte,
o kadar kolay değil!
İnsan
unutuyor bazı şeyleri, hele de aradan çok uzun zaman geçmişse. Değişiyoruz ya
bir de zamanla, büyüyoruz, olgunlaşıyoruz, ya da yaşlanıyoruz ya! Karşılaştığımız
durumlara verdiğimiz tepkiler de değişiyor bakış açımızla birlikte.
O yüzden
bisiklete binmek gibi kolay hatırlanmıyor bazı şeyler, hatırlansalar da işimize
yaramıyor, anlamsız geliyor.
Yıllarca
tek başınıza yaşamışsanız, evinizi biriyle paylaşmaya başlamak kolay olmuyor
mesela. O yalnızlıktan keyif alır hale gelmiş ve misafiri bile seçerek kabul
eder hale gelmişseniz hele, daha da zor! Çay mı ister, cin mi ister, erken mi
yatar, geç mi kalkar!
Ya da
yıllarınızı birine adamış, ki ne büyük hatadır bunu böyle adlandırmak, bir
olmaya alışmışsanız... Bir başınıza kaldığınız ilk günlerin boşluğu ve ardından
gelen tüm rutinler döngüsünü tamamladığında, kaldığınız yerden devam etme,
hayatınızı renklendirme çabası içine girersiniz.
“Neydi, ne
yapıyorduk?”
Yeniden
başlamak!
“Nasıldı?
Flört mü ediyorduk?”
Yeniden
başlamak!
“Nasıl
flört ediyorduk biz? Ayşe gibi değil, Hale gibi de değil, başka türlüydük.
Eğlenceli miydik, nazlı mı, nasıldık?”
Yavaş yavaş
hatırlamaya başlarsınız zamanla. Nasıl davrandığınızı, neler söylediğinizi, ne tür
espriler yaptığınızı, hangi durumlarda ciddileşip, ne olduğunda kendinizi geri
çektiğinizi veya tamamen akışına bıraktığınızı.
Ama garip
gelir size hepsi.
“Ben miydim
bunları yapan? Ben mi etmiştim o lafı?”
Garip
gelir, yıllar önce yaptıklarınızdır çünkü aklınıza gelenler. Kimi komik, kimi
yüz kızartıcı, gülerek veya utanarak hatırladığınız karelerdir.
Yapmanız
gereken budur işte. Yeni yaşınıza, yaşadıklarınızla yeniden şekillenmiş, belki
olgunlaşmış, belki çocuklaşmış yeni kişiliğinize, bugünkü halet-i ruhiyenize
uygun bir giriş yapmak zorunda kalırsınız bugünden sonrasına.
En kötüsü,
ne istediğinizi bile bilmezsiniz çoğunlukla, bırakın nasıl başlayacağınızı,
neye başlayacağınızı bile bilmezsiniz.
Hayatınızın
aşkları ya bıktırıp kaçırmış, ya siktir edip kırmıştır sizi. Pas geçersiniz
hayatınızın yeni aşkını arama seçeneğini.
Gönül eğlencesi
anlamsız gelir, zamanında gönlünüzü yeterince eğlendirmişseniz.
Huzurlu bir
birliktelik?
“Huzur”
zaten sahip olduğunuz bir şeydir kafanızı bulandıran bir ilişkiniz olmadığı
için, yeterince çekici gelmez o seçenek de.
Ya sıçtık
der bırakırsınız işin peşini, oturduğunuz yerde hiçbir şey yapmadan
keşfedilmeyi beklersiniz, ya deneme yanılmalarla hareketlendirmeye bakarsınız
hayatınızı, ne yapıyor olduğunuz kısmına fazlaca takılmadan.
Bokunu
çıkarmadan ne yaparsanız yapın ondan sonra...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder